Sakar'dan indik Marmaris'e değil Fethiye-Antalya yoluna saptık, ilerliyoruz.
Yol üstünde göreceğiniz güzelliklerden bir tanesi; turunçgil tezgahları… Şansınız varsa yağmurlu havada çıntarcılara da rastlayabilirsiniz. Yol kenarında ellerinde yoğurt kaselerine ya da poşetlere doldurdukları çıntarları satan çocuklar göreceksiniz. Yağmur mevsiminde bol bol bu mantarı yol üzerinde toplayıp değerlendiren çocuklar görebilirsiniz. Bu mantarı tezgahlardan da temin edip gittiğiniz yerde pişirip tadabilirsiniz.
Halil’in tezgâhına uğrayalım… Halil Bayzıt, senelerdir bu tezgahı işletiyor, ülkenin her köşesini gezmiş görmüş. Bir aralar balcılık ta yapmış, hala devam ediyor aslında. Şimdilerde ise ailesi ile birlikte bu sergiyi açıyor her sabah erkenden. Ekmek teknesi… Döğüşbelen tabelasını gördükten sonra sağlı sollu yol üstü sergilerinden bir tanesi O’nunkisi. Ekincik köy tabelasını geçince Fethiye istikametinde hemen sol yanınızda göreceksiniz. Portakal, mandalina, greyfurt ve nar… Hem de her çeşidinden, tatlısı, ekşisi, mayhoşu. “Birkaç kilo alalım gidelim” diyecek olsanız, başaramazsınız belirteyim. İlk durduğunuzda böyle düşünebilirsiniz, ama sonra her yolunuz düştüğünde mutlaka durmak isteyeceksiniz. Hele bir meyvelerin tadına bakın, hatta bahçedeki ağaçlardan mandalina kopartıp yiyin. Buradaysanız eğer balların tadına bakmadan geçmeyin, Halil Bey size en güzelini en uygununu tavsiye edecek ve balların tüm hikâyelerini anlatacaktır. Bal alırken nelere dikkat etmeniz gerektiğini de öğreneceksiniz. Özellikler bal alırken yanınızda çakmak olması gerektiğini duyduğunuzda şaşırabilirsiniz. Bildiğiniz çakmak, o da olmadı kibrit… Şaşırmayın, belki markette bunu deneyemezsiniz ama gerçekten işe yaradığını söylüyor. Hele ki 50bin ton yıllık üretim yapıyor da 70bin ton ihraç edebiliyorsak. Devam edeceğiz...